21 Eylül 2016 Çarşamba

Aklından Bir Sayı Tut



John Verdon'ın Aklından Bir Sayı Tut adlı romanı, benim için son zamanların (ya da tüm zamanların?) en iyi polisiye romanıydı. Kitaba başlarken en başında yer alan övgüleri okuduğumda abartmış olabileceklerini düşünmüştüm ama okudukça bütün o övgüleri hak ettiğini fark ettim. 
Baş kahramanı Dedektif Gurney olan 475 sayfalık kitapta geçen hiçbir detay boşuna yazılmamış. Daha en başından okuyucuyu içine alan ve tempoyu gitgide yükselterek elinden bırakamayacak kıvama getiren bir atmosferi var romanın. Ara vermek zorunda kaldığımda özlediğim, aklımın takıldığı romanları seviyorum. Bu da onlardan biriydi. Doğru zamanda konsantre olarak okunduğunda polisiye seven herkeste aynı etkiyi bırakacağına inanıyorum. Süper sürükleyici bir roman tavsiyesi isteyecek olanlara gözüm kapalı tavsiye ediyor; bu deha ürünü kitabı bana öneren ve ödünç veren arkadaşlarımı gıyaplarında alınlarından öpüyorum! Var olsunlar! 

9 Eylül 2016 Cuma

Yunus Emre



Sezai Karakoç'un Yunus Emre'sini beklediğimden farklı bulduğum için çok fazla keyif alamadım ama ne okuyacağımı önceden biliyor olsaydım sonuç muhakkak daha farklı olurdu. :)
Daha önce okuduğum roman tadındaki kitapların tadını almayı ummuşum, öyle olmadı. Kendimi Yunus Emre konulu bir seminerdeymiş gibi hissettim; finali şiir dinletisiyle yapılan bir seminer. Böylesi de güzeldi elbet. Sezai Karakoç, Yunus Emre'nin şairliğinden ve dervişliğinden kendine has üslubuyla genel hatlarıyla bahsetmiş. Yunus Emre hakkında daha önce hiç okumamış ya da dinlememiş olanların iyi anlamayacağını düşündüğüm paragraflara da rastlayınca bizim Yunus'u daha önce hiç okumamış olanların bu kitapla başlamamaları ya da başladılarsa bununla kalmamaları gerektiği kanısındayım.
İlk 56 sayfası Karakoç'un Yunus Emre hakkında yazdıklarından, geri kalanıysa Yunus Emre şiirlerinden oluşan 103 sayfalık kitabı Sezai Karakoç okurlarına tavsiye ediyorum. :)