27 Şubat 2017 Pazartesi

Gelibolu



Arkadaşım ödünç vermese Buket Uzuner'le tanışacağım yoktu. Gelibolu sürpriz bir okuma oldu benim için. İyi de oldu. Sürükleyici bir roman okumuş oldum. Fakat iyi ki yazar kitabın başına şöyle bir bilgi notu düşmüş: ''Bu roman bir kurgu çalışmasıdır. Gerçekle benzerlikler, olsa olsa tesadüftür.'' Tüm bunların kurgudan ibaret olduğunu bilerek okuduğum için öykünün içine yer yer yedirilen siyasete katlanabildim.

Kitapta en sevmediğim şey Ali Osman'ın mektuplarında parantez içlerine Osmanlıca kelimelerin yeni Türkçe anlamlarının not olarak düşülmüş olmasaydı. Mektupların üç nüshadan oluştuğu belirtiliyordu. Latince, Osmanlıca ve İngilizce. Biz Latince'ye çevrilmiş nüshayı okuyormuşuz. Parantezlerin sebebi buymuş ama mektuplardaki Osmanlı Türkçe'sinin etkileyiciliği azalmıştı. Parantez yerine sayfa altına not düşülseydi mektupları okumak daha keyifli olurdu. 

Romandaki herkesin hayran olduğu Beyaz halayı ben pek sevemedim. Karakterinin nasıl özgün olduğunun ve herkesin kendisine ne denli büyük hayranlık beslediğinin defaatle anlatılması üzerimde ters etki yapmış olabilir. Herkes gibi Beyaz halanın gölgesinde kalmış Viki karakteri benim için daha ilgi çekici biriydi ama onun da derinine inilmedi. Yine de akıcı bir roman okuduğumu, Buket Uzuner'in hayal dünyasına konuk olmaktan memnuniyet duyduğu belirterek romana 6/10 puan veriyorum. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder