25 Mayıs 2017 Perşembe

Hayat Apartmanı



Neredeyse tüm kitaplarını -bazılarını ikişer kez olmak üzere- okuduğum, iç alemime ve fikir dünyama hatrı sayılır bir katkısı olup gıyabında dua ettiğim Mustafa Ulusoy'un bu ay -2017 Mayıs- yayımlanan romanı Hayat Apartmanı, diğer kitaplarından farklı üslubuyla yine dolu dolu bir tefekkür yolculuğuna çıkardı beni.

Diğer roman yorumlarımda olduğu gibi bunda da tat kaçırmaması için konu üzerine çok yazmayacağım ama şöyle özetleyebilirim: İnsan ölürken hayatı bir film şeridi gibi gözünün önünden geçer, derler ya hani, işte bu roman Hayat Apartmanı sakinlerinden birinin ölüm anını genişletip kitap yapraklarıyla gözümüzün önünden geçiriyor. Zerre kadar iyiliklerin bile boş olmadığını anlatıp umutlandırırken zerre miktarı kötülüklerin veya ihmallerin de ahirete açılan kapı olan ölüm anından itibaren yakamıza yapışacağından bahsedip usul usul ikaz ediyor. Okuyucu bu kitapla sadece sürükleyici bir roman okumakla kalmıyor, aynı zamanda ölüm üzerine tefekkür etmiş oluyor. Yazarın tüm kitapları gibi bunu da gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum.

Yazara not: Kitabın en sevdiğim bölümü Halepli Muhammed'in hikayesinden bahsedilen bölümdü. Sık sık satır altı çizdirdi, hüzünlü tebessümler ettirdi. Halepli Muhammed'e dair ayrı bir roman okuyabilsek ne tatlı olur.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder