Cinnet Mustatili'yle katlanan hayranlığımı ,üstadın otobiyografisi olan ''Kafa Kâğıdı'' ile taçlandırayım istedim. Ve okudum. Karşılıklı sohbet ediyormuş gibi hissettim onunla. Hiç de beklediğim gibi sakin,uslu değilmiş çocukluğu, şaşırdım.Tavsiye bekleyen varsa şöyle söyleyebilirim; kitabı hem onun çocukluğu ve yetişme dönemindeki çevresi hakkında bilgi;hem de vatanın yeniye(!) ''dönüşme'' süreciyle ilgili tüyo almak için okuyabilirsiniz.
Altını çizdiğim satırlardan birkaçı şunlar:
''..Hatırlayan ben miyim? Hatırlatan O mu? İşte, bütün mesele!.. '' sf.52
''..Hakikatte yangın, deri değiştiren ve yenisini tutturamayan Türk cemiyetindedir ve sonradan ahşap evlerin yerini alan göz boyama beton binalar, bu yangının çimentolaştırılmış küllerinden ibarettir.'' sf.74
''Gözler, içinde ya merhamet ya nefretin ışıldadığı bir kandildir;yahut tevekkül veya şüphenin tüttüğü...Bazen de ve çok defa sönük ve bomboş...'' sf.81
''..Bu dünyada her mevcut bir hayret mevzuu...Fakat kimse farkında değil.. Göz görüyor, ama nasıl görüyor? Ya kör ne görüyor ve rüyada ne yüzden görüyoruz? Kitaplardaki izah işin kabuk tarafı ;öz nerede?..'' sf.153
''Gazete riyâkar, dergi cansız, kitap köksüz, okuyucu sağır...'' sf.192
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder