1 Ağustos 2016 Pazartesi

Nietzsche ve Babaannem

Nietzsche ve Babaannem kitaplığımda okunmayı bekleyen kitaplardandı. Son zamanlarda ardarda ikisi bu yazara ait olan psikolojik kitaplar okuduğum için biraz ara vermeye karar vermiştim. Fakat aynı anda götürdüğüm iki kitap varken aklım Nietzsche ve Babaannem’e takılınca kitapları 3’lemeye karar verdim. Sonuç: Diğer iki kitap kenarda beklerken aralarına son katılan Nietzscheli kitap depar atıp iki gün kadar bir sürede bitti. Bittabi damağımda enfes bir tat bırakarak..

Nietzsche ve Babaannem, Mustafa Ulusoy’un basılan ilk kitabı imiş. Birkaç kitabını okuduğum yazarın ilk kez 1998’de basılan bu kitabı, ileride yazacaklarının hem mukaddimesi hem de garantisi mesabesindeymiş bana göre. Yazarın sonraları yazdığı üslubunun temeli bu kitapta atılmış ama  lezzeti gitgide daha doyumsuz olmuş; ustalaşmış.

Diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da insanın varoluş sancılarını işlemiş yazar. Her zamanki gibi tefekküre sevk ediyor; oluşlara ve olaylara karşı bakış açısını güzelleştiriyor okurun. Okudukça yazdırana hayran olmamak; yazanı takdir edip onun için hayır duada bulunmamak elde olmuyor.

Psikiyatrist yazar Mustafa Ulusoy harikulade denemelerden oluşan Nietzsche ve Babaannem’de namaz kılmaya teşvik ediyor, ölümü ve kurban kesilirken hayvanların sandığımız kadar acı çekmediklerini çocuklara nasıl anlatabileceğimiz konusunda tüyolar veriyor, her sabah ve her akşam; dört mevsim birbiri ardınca gerçekleşen sıradan olayların aslında sıradan olmadığını anlatıyor; evliliğin niçin huzursuz olduğundan; amacının ne olması gerektiğinden, aşkın neden elem verici bir his olduğundan ve bununla nasıl başa çıkılacağından bahsediyor.
Ve Nietzsche ve Babaannem kitaplığımdaki diğer Mustafa Ulusoy kitaplarının yanındaki yerini henüz almıyor. Çünkü rafa kaldırılmadan önce ara ara karıştırılmayı ve insanlarla paylaşılmayı hak ediyor.

İlle de okuyun, okutun e mi? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder