8 Ağustos 2016 Pazartesi

Ruhun Labirentleri

Kemal Sayar’ın kalemi adeta bir ‘’anne yemeği’’ gibi benim için. Ruhun Labirentleri’ne onun güzel yüreği ve sağlam fikirleriyle buluşmak için başladım. Fakat maalesef, anne sofrasında anne yemeğinden az varmış da başkalarının tenceresinde pişen yemekler varmış daha çok, tam olarak böyle hissettim. Hayal kırıklığı yaşadım. Yine de bu durum kitabın yararsız ya da kötü olduğu anlamına gelmiyor. Yazarın farklı düşünür ve ruh bilimcilerden alıntılarla, katıldığı seminer ve yaptığı okumalardan edindiği birikimlerle şekillenen bu kitabı hem psikoloji hem de sosyoloji öğrencileri ve ilgilileri için faydalı bir kitap ama ilgisi olmayanları cezbetmeyeceği gibi onlara sıkıcı da gelebilir. ‘’Ruhun Labirentleri’’nde daha en başından salt Kemal Sayar’ın parlak zihninin yol göstermesiyle yürümeyi beklemeksizin okuyacak olanlar eminim bu kitaptan benim aldığım keyiften daha çok keyif alacaklardır. Velhasıl, Ruhun Labirentleri hemen hemen bütünüyle Kemal Sayar’ın ruhunun tezahürü olan bir ‘’Yavaşla’’ yahut  bir ‘’Merhamet’’ kitabı gibi değil fakat iyi bir kitap.

İçeriği hakkında fikir vermek adına kitaptan birkaç başlık paylaşıyorum:
*Aşkın Psikanalizi
*Kişilik ve Benlik
*Kültür ve Kişilik
*Batı’nın Ruhu, Ruhun Batısı
*Bireyciliğe Karşı Toplulukçuluk
*Çocuk Yetiştirme Pratikleri
*Bir İletişim Kipi Olarak Sessizlik
*Psikoterapi Kuramlarının Kültürel Arka Planları
*Kişilik Bozukluğu Kavramı
*Ailenin Çözülmesi
*Bir Hayat Tarzı Olarak Narsisizm
*Karakter Aşımı
*Tüketim Tarikatı
*Kuzey Afrika Sendromu
*Dünyada İntihar
*Sosyal Etkenler ve İntihar
*İntihar ve Medya


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder