Kemal Sayar’ın kalemi adeta bir ‘’anne yemeği’’ gibi benim
için. Ruhun Labirentleri’ne onun güzel yüreği ve sağlam fikirleriyle buluşmak
için başladım. Fakat maalesef, anne sofrasında anne yemeğinden az varmış da başkalarının
tenceresinde pişen yemekler varmış daha çok, tam olarak böyle hissettim. Hayal
kırıklığı yaşadım. Yine de bu durum kitabın yararsız ya da kötü olduğu anlamına
gelmiyor. Yazarın farklı düşünür ve ruh bilimcilerden alıntılarla, katıldığı
seminer ve yaptığı okumalardan edindiği birikimlerle şekillenen bu kitabı hem psikoloji
hem de sosyoloji öğrencileri ve ilgilileri için faydalı bir kitap ama ilgisi
olmayanları cezbetmeyeceği gibi onlara sıkıcı da gelebilir. ‘’Ruhun Labirentleri’’nde
daha en başından salt Kemal Sayar’ın parlak zihninin yol göstermesiyle yürümeyi
beklemeksizin okuyacak olanlar eminim bu kitaptan benim aldığım keyiften daha
çok keyif alacaklardır. Velhasıl, Ruhun Labirentleri hemen hemen bütünüyle
Kemal Sayar’ın ruhunun tezahürü olan bir ‘’Yavaşla’’ yahut bir ‘’Merhamet’’ kitabı gibi değil fakat iyi
bir kitap.
İçeriği hakkında fikir vermek adına kitaptan birkaç başlık
paylaşıyorum:
*Aşkın Psikanalizi
*Kişilik ve Benlik
*Kültür ve Kişilik
*Batı’nın Ruhu, Ruhun Batısı
*Bireyciliğe Karşı Toplulukçuluk
*Çocuk Yetiştirme Pratikleri
*Bir İletişim Kipi Olarak Sessizlik
*Psikoterapi Kuramlarının Kültürel Arka Planları
*Bir İletişim Kipi Olarak Sessizlik
*Psikoterapi Kuramlarının Kültürel Arka Planları
*Kişilik Bozukluğu Kavramı
*Ailenin Çözülmesi
*Bir Hayat Tarzı Olarak Narsisizm
*Karakter Aşımı
*Tüketim Tarikatı
*Kuzey Afrika Sendromu
*Dünyada İntihar
*Sosyal Etkenler ve İntihar
*İntihar ve Medya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder