2 Nisan 2017 Pazar

Kün



Haftalardır kitap okuyabilecek uygun vakit ve rahat zihin bulamayan kardeşinize ilaç gibi geldi Kün. Bunca dağınık zihne bir de ite kaka giden bir kitap denk gelseydi kitaplarla aramda açılan mesafe zor kapanırdı herhalde. Kün son derece sürükleyici, hem eğlendiren hem de hüzünlendiren ilginç bir roman. Sezgin Kaymaz'ın kalemiyle niye daha önce tanışmadım, dedirtti. Üsluplarının birbiriyle alakasının olmadığı halde İhsan Oktay Anar'ın Puslu Kıtalar Atlası'ndan aldığım tada benzer bir tat aldım Kün'den, belki de ikisi de başarılı birer fantastik kurguya sahip olduğu içindir.
Kün'ün beni kitabı tavsiye etmekle etmemek arasında kararsız bırakan bir yanı var; çok çok fazla argo ve küfür içermesi. İlk 16 sayfayı nasıl okuduğumu bilemedim. Kitap benim için 17. sayfada başladı. Lakin havada uçuşan küfürler sonrasında da devam ediyor. ''Karakterler öyle konuşuyor, n'apak?'' denmesin, rica edeceğim. Konuşmasalarmış. Adaba aykırı tek bir kelimeyi ne gerçek hayatta duymaya, ne de birilerinin muhayyilesinden okumaya tahammülüm var. Bu durum maalesef Kün'ü okurken tadımın sık sık kaçmasına sebep oldu. 
Romanı çok seven @enaryo 'cağzımın emanet selamını Çeto'ya karşıma çıktığı ilk anda ilettim. Bu arada Çeto'yu hiç öyle hayal etmemiştim. :) Bundan sonra okuyacaklara da benden emanettir, Ömer'in başını okşayın benim için. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder