Kurt Gölü
Kurt Gölü'nü okumamla birlikte David Gurney serisini tamamlamış oldum ve artık rahatlıkla şunu söyleyebilirim: En iyi romanının ilk romanı olması bir yazar için bir nevi şanssızlık olsa gerek. Gerçi bu şahsi hissim olduğuna göre yazar için değil okur olarak benim için şanssızlıktı. Diğerlerindeki kurgu zekasının da hakkını yiyemem ama hiçbiri Aklından Bir Sayı Tut gibi baştan sona kadar heyecanla okutamadı kendini. Bazısı ilgimi tam anlamıyla 100'lü sayfalarda yakalarken Kurt Gölü'nde bunun için 300'lere kadar sabretmem gerekti. Geriye kalan 170 sayfa kendini nihayet bir solukta okuttu.
Serinin son kitabı olan Kurt Gölü diğerlerinden bir yönüyle daha farklıydı; diğer kitaplarda Madeleine için en az Dave kadar cesur ve zeki bir portre çizilirken Kurt Gölü'nde olaylara daha aktif biçimde dahil olduğu ve geçmişiyle yüzleşme süreci yaşadığı için kaprisli ve biraz itici bir Madeleine ortaya çıkmış. İnsanlık hali dedim sineye çektim lakin önceki kitaplardaki Maddie'yi özlediğimi de belirtmek isterim.
Yorumumu bitirirken bir de tavsiye: Eğer benim gibi geceleri köpeklerin havladığı ve baykuşların öttüğü bir mahallede yaşıyorsanız Kurt Gölü'nü geceleri okumayın.:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder